Ahmet İnam: "Kendimizi tanımamız için her dem yeni olmalıyız"
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) ile Bursa Felsefe Kulübü'nün birlikte düzenlediği Açık Kapı Toplantıları / Felsefe Söyleşilerinin 2023-2024 dönemi Ocak ayı etkinliğinde, 'Kendini Bi
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) ile Bursa Felsefe Kulübü’nün birlikte düzenlediği Açık Kapı Toplantıları / Felsefe Söyleşilerinin 2023-2024 dönemi Ocak ayı etkinliğinde, “Kendini Bilmek” konuşuldu.
BURSA (İGFA) - Moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Becermen'in üstlendiği toplantıda konuşan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet İnam, “Kendini tanımak bir sanattır. Kendimizi tanımamız için her dem yeni olmaya çalışmak zorundayız” dedi.
İnsanın çok karmaşık bir varlık olduğunu ifade eden Prof. Dr. İnam, kendini tanımak için insanı, insanı tanımak için canlılığı tanımak gerektiğini de kaydetti. Prof. Dr. İnam, “İnsanı içinde yaşadığı yaşam alanıyla da tanıyabilirsiniz. Yani dünyayı tanımanız da gerekir. İnsan sonsuz. Bilinemez. İnsanı bilmek, aslında tahakküm uygulamaktır. Biraz tanıyorum Biraz biliyorum. Açık uçlu bilme olabilir ancak” diye konuştu.
İKİ İSİM...
“Yaşam bir göze almaktır. Yaşamımızı zenginleştirmeliyiz. Açık bırakmalıyız. Ben buna açıklık diyorum. Yaşamda kalabilmek için kendimizi kapatıyoruz. Açık olmak yaşamın her türlü belasına da açık olmayı da kapsar” diyerek konuşmasını sürdüren Prof. Dr. İnam, son dönemde iki isimden etkilendiğini de ifade ederek şunları söyledi:
“İlk ismin Carl Gustav Jung. “Dünya size kim olduğunuzu sorduğunda bilmiyorsanız, dünya size kim olduğunuzu söyler” diyor Jung. Kim olduğumuzu dünyaya bırakmamalıyız.
Kaç ayrı beniniz var. İnsanın benliğinin, kendiliğinin bir cumhuriyet olduğunu düşünürüm. Bir tek benliğiniz yok. Çok benliğiniz var. Kendinize felsefece bakabilmek çok sesliliktir. Biz kendimizi ötekilerden öğreniyoruz. Kabul etmesek de. Ben sizden öğreniyorum kendimi. Benim dışımda benim ne olduğumu söyleyen dışımdaki benler var. Annemin gözünde ben var, arkadaşlarımın gözünde ben var. Farklılığınızdan çokluğunuzdan korkmayın. Jung, “Kendinizi ruh sağlığı yerinde görüyorsanız hastasınız” der.
Jung ayrıca, “Benliğimin, ruhumun çok azının farkındayım. Ruhumun büyük kısmı karanlıkta” der.
Bir diğer etkilendiğim isim ise Michel Foucault. Foucault, yaşamının sonlarında dönüştü. Eski Yunan ve Roma metinleri kendisi okuyarak bunu başarmıştır.
RUH KOKAR...
Sokrates diyor ki savunmasında, “Ey Atinalılar, üstünüze başınıza evinize barkınıza bakıyorsunuz da ruhunuza niye bakmıyorsunuz. Ruhunuza bakmadığınızda ruh kokar. Ruhuna bakmayan insanların ruhunu kokladınız mı?”
İnsanı can yapan varlık bütünlüğüdür. Bedenli bir varlıktır ama duygusu olan bir varlıktır. Düşünen bir varlıktır. İnsan ilişkileriyle, çevresiyle insandır. Kendimi tanımam ilişkilerimi tanımam, içimde o ilişkileri tanımamla tanımaktır aynı zamanda.
Bedenim, duygularım, düşüncem-değerlerim ve ilişkilerim. Kendini insanın tanıması bu dört boyut üzerinden olabilir. Çok zor bir serüvendir. Kendimizi tanımamız için her dem yeni olmaya çalışmak zorundayız. Kendini tanımak bir sanattır.”
Toplantı Prof. Dr. İnam ve Prof. Dr. Becermen'e BUSİAD Geçmiş Dönem Başkanlarından Mehmet Arif Özer tarafından, “Kır Çiçekleri Okusun Diye” kampanyasına yapılan bağış sertifikalarının verilmesiyle sona erdi.