Bakalım sen ne kadar Elazığlısın? Elazığ şivesini anlayabilene aşk olsun! Duası ayrı bedduası ayrı
Türkiye'de her şehrin kendine özgü bir şivesi olurken hal böyle olunca birçok kişi gittiği ilde yaşayan vatandaşları anlamakta güçlük çekebiliyor
Türkiye'de her şehrin kendine özgü bir şivesi olurken hal böyle olunca birçok kişi gittiği ilde yaşayan vatandaşları anlamakta güçlük çekebiliyor. Her ilde olduğu gibi Elazığlı vatandaşların da kendine özgü bir ağzı bulunuyor. Bakalım sen ne kadar Elazığlısın ve bunları ne kadar biliyorsun?
Elazığ'da yaşayan Elazığlı vatandaşların günümüzde sıkça kullandığı birçok kelime var. Bu kelimeler cümle arasında farklı anlamları çağrıştırmak için kullanılıyor. İşte Elazığlı vatandaşların en çok kullandığı kelimeler...
ELAZIĞ ŞİVESİ
Ano, Anuko : Anne.
Bibi : Hala.
Diyeze, Eze : Teyze.
Gakko : Kardeş.
Carıt : Ateş küreği.
Çağa : Çocuk.
Üsküre : Kase.
Üsgek : Yüksek.
Hırik : Eski ayakkabı.
Ösgemek : Özlemek, anımsamak.
İsot : Biber.
Siyence : Sinsi.
Zuvağ : Sokak.
Horata : Konuşmak, sohbet etmek.
Çimmek : Yıkanmak, banyo yapmak.
Esketek : Biçare kadın.
Birezim : Birazcık.
Pisik : Kedi.
Gıdik : Oğlak
Kofik : İçi oyulmuş patlıcan kurusu.
Sadece Elazığ'da kullanılan kelimeler değil aynı zamanda dua ve beddua ederken birçoğumuzun anlamakta güçlük çektiği cümleler de yer alıyor. Bu cümlelerden bir kaçı ise şu şekilde;
Elin atasın altın tutasın.
El kazana, sen yiyesin.
Dert verip hekime, dava verip hakime düşürme yarabbi.
Tanrı kimsiye kışın yorgansız, yazın ayransız bırakmasın.
Ağa bahtlı, altın tahtlı olasın.
Can derdine gelesin.
İnim inim inleyesin.
Yatasın yanım, kalkasın canım diyesin.
Zıkkım ye.
“Yörü dilber yörü, türemiyesin. Kör ola gözlerin, göremeyesin. Benden başkasına gönül verirsen Kırıla kolların saramayasın.”