Vaillant Küçük Akbabaları Koruma Projesi'nde etki alanı genişliyor

TAKİP ET

Vaillant Türkiye'nin 8 yıldır Doğa Derneği ile birlikte yürüttüğü Küçük Akbabaları Koruma Projesi, alanındaki ender projelerinden biri olarak yeni dönemde de başarılara imza atmaya devam ediyor

Vaillant Türkiye’nin 8 yıldır Doğa Derneği ile birlikte yürüttüğü Küçük Akbabaları Koruma Projesi, alanındaki ender projelerinden biri olarak yeni dönemde de başarılara imza atmaya devam ediyor.

İSTANBUL (İGFA) - Ağustos ayında düzenlenen “Süzülerek Göç Eden Kuşları Birlikte İzleyelim” etkinliğine gösterilen yoğun ilgi, gelecek dönem çalışmalarının hızlanması açısından büyük önem taşıyor. Mart ayı sonu itibarıyla yeniden Anadolu’ya giriş yapacak küçük akbabaların sayılarının artması için düzenlenecek festivalde çalışmaların kapsamı genişleyecek.

Türkiye’de 20. yüzyılın başlarından bu yana nüfusunda düşüş gözlemlenen küçük akbabaların varlığının korunmasına katkı sağlamak amacıyla Doğa Derneği ile uzun yıllardır iş birliği yapan Vaillant Türkiye, Küçük Akbabaları Koruma Projesi’nin sekizinci yılında da desteğini sürdürüyor. Sayıları giderek azalan küçük akbabaların korunması için uzun soluklu bir yaklaşımla sürdürülen proje, bu yıl genişleyen kapsamı ve elde edilen başarılı sonuçları ile olumlu etkilerini daha da artırdı.

Vaillant Group Türkiye Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Atan, Vaillant olarak doğa dostu ve çevreci ürünlerle daha yaşanabilir bir dünyaya katkıda bulunma hedefiyle çalıştıklarına dikkat çekerek, “Doğal dengenin sağlanmasında önemli rolü olan ve kuş göç rotaları üzerinde bulunan küçük akbabaları korumayı amaçlayan projemiz sadece Türkiye’de değil, dünyada da bu alandaki ender projelerden biri konumunda. Projemizin etkisi ve kapsamını aynı kararlılıkla geliştirmeyi hedefliyoruz. Mart ayında yeniden Anadolu’ya giriş yapacak türler hakkında farkındalık oluşturmak için Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Kent Konseyi ve Mersin Çevre Odası iş birliğinde 3 gün sürecek ilkbahar göç festivali düzenleyeceğiz” dedi.

Doğa Derneği Genel Koordinatörü Serdar Özuslu ise, çobanlar, çiftçiler, muhtarlar, karar vericiler ve ilgili paydaşlardan oluşan bir haberleşme sistemi olan “Çoban Ağı”nın projenin doğadaki en önemli yardımcılarından biri olduğuna şu sözlerle değindi: “Sahadan hızlı bilgi aktarımı sağlayan Çoban Ağı, çalışmalarda yeni adımlar atılmasına önemli katkı sağlıyor. 2022’de başlatılan iş birliği ile yalnızca küçük akbabalar değil, vaşak, yaban keçisi, kurt, kızıl akbaba, turna gibi nadir ve hassas türlerin kayıtları da alınabiliyor.

Mersin, Avrupa ile Afrika arasındaki sonbahar göçünün en yoğun gözlemlenebildiği bölgelerin başında gelirken, kurulan çoban ağıyla sonbahar göç hareketlerine ilişkin önemli bir bilgi akışı sağlandı” ifadelerini kullandı.

Anadolu bozkırları ile iç içe geçmiş kadim üretim havzaları, 55-65 cm boyu ve 155-170 cm kanat genişliği ile Avrupa’daki akbaba türlerinin en küçüğü olan küçük akbabalar için önemli beslenme ve üreme alanları sağlar. Beypazarı bozkırlarını içeren ve aynı zamanda Önemli Doğa Alanı (ÖDA) olan Kirmir Vadisi, Nallıhan Tepeleri ve Sarıyar Barajı, türün günümüzde bilinen en önemli üreme alanları arasında yer alıyor. Doğa Derneği ve Vaillant Türkiye’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen saha çalışmaları sonucunda Mersin bölgesinin de önemli üreme alanlarını barındırdığı belirlendi. Küçük akbabalar organik atıkların yanı sıra, yaban tavşanı, yaban domuzu ve kuş leşleri gibi ölü hayvanlarla beslenerek hızlı bir şekilde toprağa karışmalarını sağlıyor. Bu sayede ortaya çıkabilecek hastalık etmenlerinin engellenmesine büyük bir destek sunuyor. Diğer bir ifadeyle küçük akbabalar ekosistem sağlığı ve döngüsü açısından önemli bir role sahip.

GÖÇ YOLLARINDA TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR DURAK

Dünya genelinde sayıları 40 binin altında olan küçük akbabalar, Dünya Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) Tehdit Altındaki Türler Kırmızı Listesi’nde yer alan ve BirdLife International tarafından tehlikede olarak sınıflanan bir tür. Avrupa ve Asya’da üreyen ve Afrika’da kışlayan uzun mesafe göçmeni olan küçük akbabalar için Türkiye önemli bir durak konumunda bulunuyor. Sayıları yıllar içinde giderek azalan küçük akbabaların tüm Avrupa’daki nüfusunun yüzde 20-29’unun Türkiye’de olduğu tahmin ediliyor.